11 Şubat 2017 Cumartesi

GECEYE DAİR




      Gece, tutkunları için her daim yalnızlık, sessizlik ve farklılık demektir dostlar. Öyle çok  fazla gece  müdavimi olmadım ama ne zaman işim düşse gece, her zaman halden anlar bir dost edasıyla  karşılamıştır beni.

     Herkes uyuduğunda, tabiri caizse " el ayak çekildiğinde" , 'kendinle kaldığında' insan neler yapmaz ki! İlham perisiyle baş başa kaldım diyen yazar/şair/ müzisyenler mi dersin, kimseye dökemediği dertlerini geceye fısıldayanlar mı dersin, gündüzleri ders çalışamayıp gecenin koynunda uyuklayıncaya kadar ders çalışan öğrenciler mi dersin... Hepsi ama hepsi gecenin gücüne , büyüsüne inanmıştır.

    Peki, gece bunları yaparken en çok neler  yardımcımızdır? Radyo dediğinizi duyar gibiyim.Radyonun büyüsü gece ayrı bir güzeldir. Yumuşak bir ses, duygusal şarkılar alır götürür sizi. Çaysız  da olmaz  diyeceksiniz sanırım. Bir zamanlar bir şiirimde şöyle demiştim: " Gün geceye karıştığında / şarkım, şiirim ve çayımdır en iyi dostum. (...)" Gerçekten gece bir demlik çay, şiirle iyi gider!

  Gece, insan kendini de dinler. Gün ışığında hayatın getirdiği koşturmacada insan kendini dinleyemiyor. Gece kendimizi dinleyip hayatımızı daha  güzel hale getirecek kararlar da alabiliriz.

    Velhasılı gece, tüm dinginliğiyle bizi çağırıyor.

 

 

9 yorum: